Kahire Konferansı ve Arap Âlemine Açılım…

Kahire Konferansı ve Arap Âlemine Açılım…

Soru: Malumunuz, geçtiğimiz günlerde Kahire’de “İslam Dünyasında Islahın geleceği: Fethullah Gülen Hareketi ile Karşılaştırmalı Tecrübeler” adıyla bir konferans tertip edildi. Hususiyle Arap dünyasıyla münasebetlerimiz açısından konferansla alakalı mülahazalarınızı lutfeder misiniz?



-Öncelikle meselenin o başlıkla ele alınmasını istemiyorum. Elden geldiğince herkesi içine alabilecek bir ifadeyle meseleyi ele almak lazım. Mesela “Adanmışlar Hareketi”, “Gönüllüler Hareketi”, “Sevgi Yolunun Yolcuları” denebilir. Meseleyi nispetlere bağlayarak daraltmamak lazım. (02:03)

-Bu yaklaşım insanlarda belli şahıslara karşı hiss-i rekabeti tahrik edebilecek herhangi bir şeye de sebebiyet vermez. (05:30)

-Biz uzun süre böyle dar bir anlayışın, dar düşüncenin, dar görüşün esiri ve zebunu olmuşuzdur. Engince, İslamın evrenselliği içinde meseleye bakmak, ele almak lazımdır. (06:50)

-Arap âlemi çok önemlidir. İslamiyet onların içinden zuhur etmiş, Kur’ân onların dilleriyle nazil olmuştur. Bu açıdan başka yerlere açılımlar gerçekleştirirken hep onları dışta tuttuk. Bize tepeden bakarlar endişesini taşıdım hep… (11:10)

-Allah’ın inayetiyle Hira Dergisi vesilesiyle değişik yerlerde konferanslar düzenleniyor. Onlar da bu hizmeti alkışlıyorlar. O dünyadaki değişik ilim adamları bana gönderdikleri mektuplarda hep arkadaşları takdir ediyorlar. (13:00)

– Mısır’da olduğu gibi dünyanın değişik yerlerindeki bu kabul Allah’ın size bir avans vermesi demektir. Siz bu ortamı rantabl olarak değerlendirin. Bu size kendinizi ifade etme adına bir serbest dolaşım hakkı kazandırmıştır. Bunu sonuna kadar değerlendirin. (16:30)

-Üstad Hazretleri Mısır için “İslamın zeki bir evladı” diyor. Onun o rüyaları birbir gerçekleşiyor.(17:30)

-Türkiye’de olan güzel şeyleri dışarıdan bakanlar daha iyi görüyor. Muhitten gelen bu kabulle ve temsil baskısıyla Türkiye’de önyargılı olanlar da yanlışlarını anlayacaktır. (20:00)

– Allah bizim yanlışlarımızla, bencil tavırlarımızla o insanlara inkisar yaşatmasın. Üstad Necip Fazıl da bu şekilde dua ediyordu. Nurettin Topçu’nun da, Bediüzzaman Hazretleri’nin de hülyası buydu. (22:00)

-Elinizi ayağınızı öpeyim, insanları inkisara uğratmayın. Dünyayı düşünmeyin; ahireti de düşünmeyin;Cenneti de Cehennemi de kaldırın bir kenera atın. Allah rızası deyin; Rasulüllah hatırı deyin; Hazreti Pîr-i Muğanın yolu deyin; siz yaşamak için değil, yaşatmak için var olun.(24:55)

-Bizim âleme örnek olacak kıvamda, formatta halimiz varmış gibi düşünmemiz yakışıksız düşer. Onlar hüsnü zanlarının mükafatını alırlar. Bize de o mevzuda hakikaten onları yalancı çıkarmamak için temkinli davranmak düşer, hasbilik düşer, adanmışlık düşer… (26:30)


Çay Faslından Hakikat Damlaları

-Başkalarına İslamı anlatırken zorlama değil, akla hitap etmek lazım. Komplekse girmeden kendi değerlerimizden emin olmamız lazım. (28:30)

-İnsanlığın iftihar tablosu (Sallallahü aleyhi vesellem), Necran Hıristiyanlarını benim haremim dediği mescid-i nebevisinde günlerce misafir ediyor.(29:00)

-Ben hiç bir şey söylemedim, hiç bir şey anlatmadım. On seneden beri benim hayatımı süzüyormuş. Benim tavır ve davranışlarıma bakarak on tane insan müslüman oldu diyebiliyorsa; ben onun değil alnından, ayaklarından öperim… (30:00)