192. Nağme: Tâvus Kuşunun Ayağı ve Talebeyi Havale Ahlakı

192. Nağme: Tâvus Kuşunun Ayağı ve Talebeyi Havale Ahlakı

Sevgili dostlar,

Bir kudsî hadîste, Cenâb-ı Hakk, “Kibriya, Benim ridâm, azamet ise Benim izârımdır. Kim Benimle bu mevzuda yarışa kalkışır ve bunları paylaşmaya yeltenirse onu cehenneme atarım” buyuruyor.

En son hakikat damlalarından olan bu nağmedeki hasbihalde muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, zikrettiğimiz hadis-i şerifi hatırlatarak sözlerine başladı.

Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in, “kurumuş et yiyen bir kadının oğluyum” diyerek, Hak karşısındaki duruşunu ve halk arasındaki konumunu işaretleyip yüksek ahlak ve tevazuunu ortaya koyduğunu ifade eden kıymetli Hocamız, şeytanın oyunlarına, nefsin tuzaklarına ve başkalarının alkışlarına aldanmamak için insanın zaman zaman tâvus kuşu gibi davranması gerektiğini vurguladı.

Tâvus kuşunun, kanatlarındaki ihtişama bakınca kabardığını, bir aralık gözleri ayaklarına ilişince ise adeta kendi kimliğini bir bütün halinde görüp mahcubiyetle içine kapandığını anlattı.

Ucub, gurur, kibir gibi hastalıkların ruhtan değil nefisten kaynaklandığını, ruh hastalığı/hastası sözünün yanlışlığını, aslında nefiszedelerin var olduğunu belirtti.

Muhterem Hocaefendi, bir zamanlar manevi doktorların mekanı olan tekke ve zaviyelere ait duyup dinledikleri arasında bu yolun bir esası olarak dile getirilen bir edepten bahsetti; bir mürşidin, kendi çırağını belli bir süre yetiştirdikten sonra, ona “Artık senin bizden alacağın kalmadı; falan beldede şöyle bir Hak dostu var, sen ona git; gayrı ancak o sana rehberlik yapabilir!” demesi ve kendisini sıfırlayarak müridini daha engin bulduğu bir mürşide yönlendirmesi ahlakına hayran kaldığını dile getirdi.

Birkaç cümlecikle özetini vermeye çalıştığımız sohbetin 10 dakikalık bölümünü arz ediyoruz.

Hürmetle…