374. Nağme: Cennet Nehirleri, Şifa Duası ve Azamî Takva

374. Nağme: Cennet Nehirleri, Şifa Duası ve Azamî Takva

Mp4 indir

HD indir

Share

Paylaş

Değerli arkadaşlar,

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, Muhammed Suresi’ni işlediğimiz tefsir dersinde yeme içme mevzuunda iradenin hakkını vermekten Cennet nehirlerine, münafıkların nasihatleri kendi üzerine almama ya da hep alınma sıfatından mü’minlerin bu konudaki güzel huylarına, hidayetin tabiate mal edilmesinden takvanın farklı derinliklerine, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmeti için istiğfarından duada başkalarını da anma/kuşatıcı olma hassasiyetine kadar çok farklı konularda açıklamalarda bulundu. Ayrıca, iç hastalıkları ve çeşitli kanser vakaları karşısında -esbaba riayetle beraber- okunabilecek bir duayı nakletti.

20 dakikalık ses kaydı halinde paylaşacağımız bu nağmenin daha iyi anlaşılabilmesi için şu ayet-i kerimelerin ve meallerinin de göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır:

إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آَمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَالَّذِينَ كَفَرُوا يَتَمَتَّعُونَ وَيَأْكُلُونَ كَمَا تَأْكُلُ الْأَنْعَامُ وَالنَّارُ مَثْوًى لَهُمْ

“Muhakkak ki Allah iman edip, makbul ve güzel işler yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir. Kâfirler ise dünyada zevklerini yaşamak ister, davarlar gibi yerler. İşte onların barınağı ateştir.” (Muhammed Suresi, 47/12)

مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فِيهَا أَنْهَارٌ مِنْ مَاءٍ غَيْرِ آَسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِنْ لَبَنٍ لَمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ وَأَنْهَارٌ مِنْ خَمْرٍ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ وَأَنْهَارٌ مِنْ عَسَلٍ مُصَفًّى وَلَهُمْ فِيهَا مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاءً حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءَهُمْ

“Allah’a karşı gelmekten sakınanlara vâd edilen cennetin durumu ise şudur: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içerken lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü meyve ile bir de Rabbileri tarafından bir mağfiret vardır. Bu nimetlere erişenler hiç, ateşte devamlı kalıp, kaynar sulardan içirilip bununla bağırsakları lime lime olan kimseler gibi olur mu?” (Muhammed Suresi, 47/15)

وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ حَتَّى إِذَا خَرَجُوا مِنْ عِنْدِكَ قَالُوا لِلَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ مَاذَا قَالَ آَنِفًا أُولَئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ

“Onlardan seni dinlemeye gelen de vardır. Ama ne zaman ki senin yanından çıkarlar, o vakit sana kulak verip meseleleri öğrenenlere, ‘Sahi, az önce o, neler söylüyordu?’ diye sorarlar. İşte Allah onların kalplerini mühürlemiş ve onlar da hevalarına uymuşlardır.” (Muhammed Suresi, 47/16)

وَالَّذِينَ اهْتَدَوْا زَادَهُمْ هُدًى وَآَتَاهُمْ تَقْوَاهُمْ

“Hidâyeti kabul edenlerin ise Allah hidâyette yakînlerini artırır ve kendilerine haramlardan ve cehennemden korunmayı nasib eder.” (Muhammed Suresi, 47/17)

فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مُتَقَلَّبَكُمْ وَمَثْوَاكُمْ

“O halde şu gerçeği hiç unutma ki: Allah’tan başka ilah yoktur. Sen hem kendi günahından, hem mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarından ötürü Allah’tan af dile. Allah, (dünyada) dönüp dolaştığınız yeri de, (âhirette) varıp duracağınız yeri de pek iyi bilir.” (Muhammed Suresi, 47/19)

*Muhterem Hocamızın Bediüzzaman hazretlerinden naklen tavsiye ettiği şifa duası:

اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ

اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

فَرْدٌ حَيٌّ قَيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ

 يُرْزَقُونَ فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمْ

 سَلاَمٌ قَوْلاً مِنْ رَبٍّ رَحِيمٍ

لِلَّذِينَ أمَنُوا هُدًا وَ شِفَاءٌ

(Her sabah aç karna baştan sona kadar 19 defa okunması ve her defasında bir yudum su, çay ya da tercihen zemzem içilmesi tavsiye ediliyor. Kendisi okuyamayanlara başka bir ağzı dualının da okuyabileceği söyleniyor; 7, 9 ya da 11 gün buna devamın güzel olacağı belirtilmekle beraber, asıl kalbde duymanın ve dediğini vicdanda hissetmeye çalışmanın önemli olduğu vurgulanıyor.)