Takdir Beklentisi ve İhlas

Takdir Beklentisi ve İhlas

Soru: İhlas hakikatinin nazara verildiği bir yerde, “İnsanların takdiri, uhrevî amellerde illet ise, o ameli iptal eder; şayet müreccih ise, o ameldeki ihlâsı kırar; eğer müşevvik ise, saffetini izale eder.” deniliyor. İnsanların takdirinin illet, müreccih ve müşevvik olması ne demektir? Bir amelin, Allah’ın rızasına vesile teşkil etmesi hangi hususlara bağlıdır?



-Ubûdiyet, Allah’ın emrine ve O’nun hoşnutluğuna bakar. Ubûdiyetin dâîsi emr-i İlâhî, neticesi ise rıza-yı Hak’tır. (00.55)


-Ubûdiyetin semere ve faydaları uhrevîdir. Fakat, ille-i gâiye olmamak, hem kasden istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüb eden, istenilmeyerek verilen semereler, ubûdiyete münafî olmaz. Belki zayıflar için müşevvik ve müreccih hükmüne geçerler. (05.05)


-Eğer o dünyaya ait faydalar ve menfaatler, o ubûdiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz’ü olsa, o ubûdiyeti kısmen ibtal eder. (07.00)


-İnsan, nafile bir ibadeti eda ederken içinde kendini ifade etme hissinin belirdiğini sezerse, o ibadeti hemen kesmeli ve şirkten kurtulmalıdır. Evet, Allah’a kulluk ederken başkalarını mülahazaya almak bir yönüyle şirktir. (08.32)


-Namaza nasıl durulmalıdır? Niyet mutlaka sözle mi olmalıdır, yoksa onun sadece kalble yapılması da yeterli midir? (11.02)


-Kim, ne ölçüde methedilebilir? (14.56)


-İmanın tadını alamamış kimseler, sadece yaptıklarıyla ve sahip oldukları bir kısım vasıflarla değil, yapmadıkları işlerle ve hiçbir katkıda bulunmadıkları başarılarla da övülmeyi, hiç layık olmadıkları güzel sıfatlarla da vasfedilmeyi arzularlar. (16.15)


-İman hizmetine ait bir meselede yazmasına, okumasına, konuşmasına ve sergilemesine karşılık bir ücret isteyenler düşe kalka yürüyen zavallı kimselerdir. İnşaallah, yeni yetişen adanmış ruhlar, Kur’an okurken, sohbet ederken, bir meseleyi kaleme alırken… yalnızca Allah rızasına kilitlenir, kendilerini nazara vermeye değil hakikatlere tercüman olmaya çalışır ve milleti, şahsî yatırım peşindeki o zavallılardan kurtarırlar. (19.50)


-Hazreti Sâdık u Masdûk (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: “İnsanlar helâk oldu, yalnızca alimler kurtuldu. Alimler de helâk oldu; ancak, ilmiyle amel edenler kurtuldu. İlmiyle amel edenler de helâk oldu; sadece muhlis kullar kurtuldu. İhlâs sahibi olanlar da büyük bir tehlike içindedirler.” (22.58)


-Aksa’l-gâyât ne demektir? Duada onu istemek doğru mudur? (27.42)