Yıkık Yuvalar ve Ebedî Yetim Çocuklar

Yıkık Yuvalar ve Ebedî Yetim Çocuklar
Share

Paylaş

Soru: Günümüzde aile müessesesinin ciddi yaralar almış olması, sahipsiz bir sürü çocuğun da ortada kalmasına ve sokaklara düşmesine sebebiyet verdi. Aile sıcaklığından mahrum kalan ve gayz, kin, nefret duygularıyla beslenen bu çocukların, toplumu huzursuzluğa sürükleyen birer tehdit unsuru haline gelmemesi için bize ne gibi vazifeler düşmektedir?



-Bugün aile içerisinde huzursuzluğa sebebiyet veren ve eşleri birbirinden koparan sebeplerin başında özgürlüğün yanlış yorumlanması ve mutlak hürriyet mülahazası gelmektedir. (00.30)


-Babası ölene yetim, annesi ölene de öksüz denir; fakat, bugün anne-babası var olduğu halde, onların görüp gözetmesinden ve sevgisinden mahrum kalan o kadar çok çocuk var ki, bunlara dense dense “ebedî yetimler” ya da “derbeder yetimler” denir. (03.35)


-Yuva bir toplumun molekülüdür; onun yıkılması toplumun yıkılması demektir. (05.07)


-Çoğunlukla sokak çocukları kullanılarak işlenen suçları engellemek için polisiye tedbirler ve zecrî uygulamalar mutlaka faydalıdır; ama bunlar meseleyi muvakkaten defetmeye matuftur. Meselenin temelden halledilebilmesi nesillerin kalb ve kafalarına birer yasakçı koymak, yani onları Allah korkusuyla ve haşre iman duygusuyla doldurmaktır. (06.38)


-Sıhhatli bir topluma kavuşabilmek için çocukların mutlaka ahlak dersleriyle yetiştirilmeleri şarttır; bugün güçlü devletler suçları önlemek ve mücrimleri topluma kazandırmak için dinin gücünü de kullanmakta, hapishanelerinde dahi her dinden bilgili insanların gelip mahkumlara ders yapmasına müsaade etmektedirler. (12.53)


-Bizim ülkemizde de, birer suç aleti haline gelen zavallı insanların cürümlerine mani olmak ve onları topluma kazandırmak için bir sürü yol ve metod denendi; ne olurdu sanki bir de dinin gücü ve ahlak eğitimi denenseydi! (18.47)


-Savaşlarda esir düştükten ya da bir köle olarak satıldıktan sonra samimi mü’minlerin yanında öz evlat gibi yetiştirilen ve akabinde hürriyetine kavuşturulan insanlara İslâm literatüründe “mevâli” denilmiştir. Mevalinin eğitilmesi ve görülüp gözetilmesi hususunda selef-i salihînin ortaya koydukları güzel misaller incelenirse, bugünün sahipsiz çocuklarının yetiştirilmeleri hususunda önemli ipuçları bulunabilir. (22.26)