436. Nağme: Sızıntı

436. Nağme: Sızıntı

Kıymetli arkadaşlar,

Sızıntı Dergisi, -muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ifadesiyle- yıllardan beri yer yer ruhumuzun heyecanlarını seslendiren bir dil, zaman zaman da bizi ruh kökümüzle irtibatlandıran bir dal oldu ve bize bir hayli turfanda meyveler sundu.

 Dünkü sohbette Sızıntı’ya bir vefa ifadesi olarak şu suali sorduk:

“Senelerdir hissiyatımıza tercüman olan Sızıntı Dergisi hangi şartlarda ve hangi mülahazalarla yayın hayatına başlamıştı? Sızıntı’dan maksat hâsıl olmuş mudur? Ondan daha ziyade istifade edebilmenin vesileleri nelerdir?”

Bu nağmede işte bu sorunun cevabını bulacaksınız.

Muhterem Hocamız, bir defasında şöyle demişti:

“Elinizdeki bu dergi (Sızıntı) ile hizmet edenler, yaptıkları vazifeyi onun tirajıyla sınırlı görürlerse aldanmış olurlar. Zira o, muhteva zenginliği, tertip-tanzim güzelliği ve ilimleri ele alıştaki yenilikleri itibarıyla, kendisini misal olarak kabul eden bütün mecmuaların ruhuna girip onlarla yaşadığından, bütününün sayısına denk tirajı olduğu söylenebilir.”

Bu itibarla, Sızıntı için tiraj kaygısı söz konusu değildir;  o inşaAllah bundan sonra da dünya ve ukbâyı birden kucaklayan yumuşak ve asude iklimiyle en çok okunan, sevilen, kabul edilen ve elden ele gezdirilen mevkutelerin başında gelecektir.

Şu kadar var ki, çağına hitap ettiği aynı anda ruhunu da koruyan ve daha uzun süre sesimize-soluğumuza tercüman olacağını haliyle ortaya koyan Sızıntı’yı daha çok insana ulaştırmak ve başkalarının da ondan istifadesini sağlamak onu sevenlerin vazifesi olsa gerektir.