444. Nağme: Fâili Meçhul Cinâyetler İftirası ve Canlıların Yaşama Hakkı

444. Nağme: Fâili Meçhul Cinâyetler İftirası ve Canlıların Yaşama Hakkı

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi dünkü sohbetinde şu iki ayet-i kerime ışığında İslam’ın hayata verdiği değeri, adam öldürmenin vebalini ve yaşama hakkına bakışını anlattı:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ أَنْ يَقْتُلَ مُؤْمِنًا إِلاَّ خَطَئًا وَمَنْ قَتَلَ مُؤْمِنًا خَطَئًا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُؤْمِنَةٍ وَدِيَةٌ مُسَلَّمَةٌ إِلَى أَهْلِهِ إِلاَّ أَنْ يَصَّدَّقُوا فَإِنْ كَانَ مِنْ قَوْمٍ عَدُوٍّ لَكُمْ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُؤْمِنَةٍ وَإِنْ كَانَ مِنْ قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ مِيثَاقٌ فَدِيَةٌ مُسَلَّمَةٌ إِلَى أَهْلِهِ وَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُؤْمِنَةً فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِنَ اللّهِ وَكَانَ اللّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا

“Mü’minin mü’mini öldürmesi olacak iş değildir, ancak yanlışlıkla olursa başka. Kim yanlışlıkla bir mü’mini öldürürse mü’min bir esir (köle) âzad etmesi ve öldürülenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir; ancak onlar diyetten vazgeçip bağışlarsa o başka. Eğer yanlışlıkla öldürülen, kendisi mü’min olmakla birlikte, size düşman bir topluluktan ise, öldürenin mü’min bir köle âzad etmesi gerekir. Eğer öldürülen, aranızda anlaşma bulunan bir topluluktan olursa, vârislerine teslim edilecek bir diyet ile mü’min bir köle âzad etmesi gerekir. Bunları yapmaya gücü yetmeyenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için ard arda iki ay oruç tutması gerekir. Allah alîm ve hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).” (Nisâ, 4/92)

مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاءَ تْهُمْ رُسُلُنَا بِالبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِنْهُم بَعْدَ ذَلِكَ فِي الأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

“İşte bundan dolayı İsrail oğullarına kitapta şunu bildirdik:Kim katil olmayan ve yeryüzünde fesat çıkarmayan bir kişiyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur. Rasûllerimiz onlara açık âyetler ve deliller getirmişlerdi. Ne var ki onların çoğu bütün bunlardan sonra, hâla yeryüzünde fesat ve cinayette aşırı gitmektedirler.” (Mâide, 5/32)

Bu ilahi beyanların mesajlarını aktarırken sözü son günlerde belli ihanet mahfillerince dillendirilen “fâili meçhul cinayetler iftirası”na getiren Hocaefendi, değil insan öldürmek en küçük bir canlının hayatına kastetmenin bile hakiki mü’minlerden fersah fersah uzak olduğunu söyleyip, kendi hayatına dair çok dikkat çekici misaller verdi.

Muhterem Hocamız 23 dakikalık ses ve görüntü dosyaları halinde arz edeceğimiz hasbihalini şu sözle noktaladı:

“Şimdi kalkıp da ‘Fâili meçhuller arkasında da bunlar var! Falan filanlarla da bunlar anlaşıyor!’ demek suretiyle bir kısım ölçüye, mizana, intizama gelmeyen, endazesiz iddialarda bulunuyorlarsa, inanın topyekün insanlık karşısında kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar.”